19 Ocak 2013 Cumartesi

Küçük Aptalın Büyük Dünyası - Pucca Günlük



PuCCa - Okuyan Us Yayınları


PuCCa'nin (Selen Işık) ilk kitabi "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" 2010 Haziran ayında basilmiş ilk olarak. Yani benim düğünüme 1 ay kala. Dünya’dan soyutlandığım zamanlar... Dolayısıyla ruhum bile duymadı. Sonra da okumaya uzun bir sure ara vermiş oldugum icin bunca zaman bihaber yasamisim.

Bir kaç ay önce Twitter’da bazı insanların PuCCa’nin tweetlerini retweet yaptığını görüyordum ama bir şey ifade etmiyordu. Sonra bloğuma başladığımda arkadaşım PuCCa’nin da blogla unlu olup simdi kitaplarının yok sattığını söyledi. Aramızda motivasyon konuşmaları yaptık durduk akabinde.

Sonra bakayım dedim sen kimsin PuCCa. Ama derinlemesine değil. Arkadaşımın söylediklerini internetten teyit ettikten sonra bir gün alırım da okurum diye aklıma yazdım. Zaten çok satanlar listesinde ilk sıralarda değildi. Sonra unuttum. Yeni kitap almaya karar verdiğimde gözüme çarpınca hatırladım ve diğer kitapları sepetten çıkarıp PuCCa’nin 3 kitabini set olarak aldım. Bir seferde çok kitap almak hem pahalı olabiliyor hem de çok kitap alınca insan hangisini okuyacağına karar veremeyip hiç birini okuyamıyor. O sebeple bir seferde 3 kitap iyi bir sayı!

PuCCa günlük yazıyor, dizüstü edebiyat diyorlar bu tarza, başına gelen olayları, aklından geçenleri anlatıyor. Hayal gücü süper, yalanla arası çok iyi. Hiç iyi kız olmamış. Önü, arkası, sağı, solu entrika. Ama söylediği yalanların ortaya çıktığından hiç bahsetmiyor. Demek ki çok da şanslı. Şirin bir kız ve aklından geçenlere inanamıyor insan yüzünü görünce. Okan Bayülgen’e konuk olduğu programdan bazı kesitler izledim, yazar olarak görürsem yazdıklarına ok ama kendisi olarak bakınca insan tuhaf oluyor. Herkese bir nick bulsa da sonuçta anlatıcı kendisi ve kendisini görüyoruz artık. Eskiden olsa taşlanırdı sanırım ama biz artık aştık kendimizi canim halk olarak.

Birkaç gün önce başladım, okudukça okuyasım geldi. Anılarıma gittim, ilkokula kadar uzandım…

Dansa davet oynamalarımız geldi aklıma, mahallede yaşanan platonik asklar, apartman aşkları, “teklif etme”ler, en ufak bir harekete tonlarca anlam yüklemeler, lisedeki “kotu” kızlar, annelerin gerçekten kotu kızlarla arkadaşlığı yasaklaması geldi. Kotu kızları kabullenmeyi üniversitede öğrenmiştim. Lisede başlarına gelenlerde onları “aptal kız daha yaşın ne senin” diye değerlendirirken Üniversitede eğer sebep bir erkekse saf âşık bulup hallerine üzülürdüm…  

PuCCa ikizler burcuymuş. Bu da bana yaptıklarını biraz mazur gösterdi. Benimde İkizler burcu bir arkadaşım vardı ve O da ask için deli şeyler yapabiliyordu. Simdi dusunuyorum da, onun hikayeleri de roman olabilir aslinda. Detaya girmeyeyim ama neler neler yasandi... 

İşte böyle anıları akıllara getirdiği için eğlenceli oldu okuması. Annemin evinde olmasalar kendi günlüklerimi bile okurdum devamında. Hani 90’lar furyaları oluyor ya arada, bu kitap iste o yıllara istemeseniz de götürebiliyor sizi. Ağzınıza bir tat, burnunuza bir koku… Ne hoş zamanlarmış dedirtiyor.

PuCCa’nin resmine tekrar bakınca O’nu Renée Zellweger’e, günlüğünü de Bridget Jones'un Günlüğü’ne benzetmiştim ki sonra kitabin arkasında da ayni benzetmenin yapıldığını gördüm (arka kapağı okumak 228. sayfada aklıma geldi nedense).  Birçok yerde Ally McBeal dizisi geldi aklıma çünkü orda da Ally PuCCa gibi bazı olaylara fantastik tepkiler veriyordu. 

Ve tabi ki filmi yapılır bu kitabin, güzel de olur diyordum, zaten yapilacakmis ama aslında dizi yapılsa daha güzel olur. Çünkü filmi yaparsın biter ama bu kitaptaki her gün izlenebilecek bir dizi bolumu haline getirilebilir. Çok da eğlenceli olur. 20dklik bölümlerle ama. Dediğim gibi bir Ally McBeal izliyormuş gibi olabiliriz. Tabi ayni kalitede çekebilirlerse… Bence bunu bir düşünsünler.

Birazdan ikinci kitaba başlayacağım. Bakalim Erik’le sonra neler oldu…

Yaptığı şeyleri onun yaptığı yasta olan kızlara tavsiye etmem. E normal ben hic annesinin sozunden cikan bir kiz olmadim ve pisman da olmadim.  Ben bu kitaba +21 diyeyim. Küçükler okumayın emi? 

CES

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder